Biz çok yorulduk ve bayramı hak ettik bence. Önce pandemi, sonra asrın felaketi depremi geçirdik. Ondan sonra, önce meclis seçimi sonra yerel seçimi, geçirdik. Bunları geçtikten sonra ekonomik krizin içine düştük. 

Hem de ne kriz 22 yıldır iktidarda bulunan partiyi sallayacak kadar büyük bir kriz. Bir toplum ne zaman isyan eder? Diye düşünüyorum. Acaba cebindeki son parayı aldığın zaman mı? İnsanlar, son ana kadar bekler ve kaybedecek bir şeyi kalmayınca patlar. Ve bu durum bir de bireylerin ötesinde tüm kitleleri kapsarsa işte o zaman toplumsal değişimler kaçınılmaz olur. 

Bayram alışverişine giden insanlar alacaklarının kaçta kaçını alabildi acaba! Ya da pazara çıkan kaç kişi pazarda bir hafta ihtiyacı olan sebzeyi meyveyi alabiliyor! Ya da markete giden bir kişi raflarda eline ürünü alıp tekrar tekrar rafa geri koydu acaba? Bunları yaşadınız mı yaşamadınız mı bilmem ama ortada tek durum insanların karınlarının doymuyor olması gerçeği.

İnsanlar cebine bakıyor boş, tencereye bakıyor boş. Sağına bakıyor pahalılık soruna bakıyor enflasyon. Bir daha etrafına baktı Malatya’da yıkılmış evlerin enkaz yerleri, yıkılmayı bekleyen evler, konteynerde yaşayanlar, TOKİ bekleyenler, kayısı çiçeklerinin üzerine yağan kar… O bu liste uzadıkça uzuyor. 

Burada Abdurrahim Karakoç'un, Mihriban türküsünün sözleri aklıma geliyor. Yâr deyince kâlem elden düşüyor, Gözlerim görmüyor aklım şaşıyor.

Yeni şekliyle para deyince kalem elden düşüyor. Gözlerim görmüyor aklım şaşıyor.

Hava yağmurlu da olsa güzel bir bayramı biz hak ettik. Daha daha güzel bayramlar geçirmeniz dileğiyle. İyi bayramlar!