En zor şeydir şehit haberlerini yazmak. Meslekte deneyimli bir gazeteci olarak yıllarca bu haberleri takip ettim.. Şehidimiz Semih Özbey, aynı zamanda bizim komşumuzdu. Beyefendi, saygılı bir gençti. Zaman zaman karşılaşırdık site de.
Kötü haberi eşim vermişti bana “ Teröristler Semih’i kaçırmışlar. Annesi zaten hasta. inşallah sağ salim kurtulur” demişti. Aradan yıllar geçti. Bu kez ben eşime kahreden haberi verdim. “ Semih şehit oluş “ dedim. Üzüntümüzü siz tahmin edin artık..
Semih’in babası Gürsel beyle tanışıklığımız çok uzun yıllara dayanır. Malatya Ticaret Borsası Başkanlığı yaptığı yıllarda daha da yakından tanımıştım kendisini. Her gördüğümde sorardım “ Semih’ten haber var mı?” diye.
Gürsel bey de, edindiği bilgileri paylaşırdı bizimle.. Bir de sahtekarları şikayet ederdi ,” Mikail bey, beni zaman zaman arıyorlar, şu kadar para verirsen şöyle yaparsan, böyle olursa, biz çocuğunuzu kurtarırız diyorlar. Ancak hepsi yalan çıkıyor. Biz evladımızın derdinde iken insanlar böylesine umut tacirliği yapmaları, bizi beklentiye sokmaları bizi daha da perişan ediyor. İnşallah biran önce kavuşuruz evladımıza “ demişti
Gürsel bey, bu 6 yılda çalmadığı kapı bırakmadı. AKP’den HDP’ye, CHP’den İYİ partiye, Genel Kurmaydan MİT’e..neresi varsa gitti görüştü. Aslında umutluydu. Teröristlerin bir gün Semih’i bırakacaklarına inanıyordu. Zaman zaman da Semih’ten haber alıyordu. Umutlar artmıştı. Ama maalesef Gara’dan kötü haber gelmişti. Allah rahmet eylesin. Diyecek başka söz yok..
Ama beni daha da üzen şey şehitlerin ardından siyasetçilerin yaptıkları açıklamalar. Şehitler in naaşları daha ortadayken, söylenen sözler, yapılan açıklamalar yakışmadı sizlere. Şehit kanından “oy çıkmaz” bunu unutmayın. O mübarek kan, sizi boğar, bunu unutmayın